11 Haziran 2007 Pazartesi

KAĞITHANE YAĞLI GÜREŞLERİ YAPILDI


16. Geleneksel Kağıthane Yağlı Güreşleri, 10 Haziran 2007 tarihinde Sadabat Güreş ve Cirit Sahası'nda yapıldı. Önceki yıllara göre çevre düzenlemesi yapılan ve tribün kapasitesi biraz daha artırılan sahadaki güreşlere ilgi gerçekten muazzamdı. Sanıyorum 6 bin kişi vardı. Bazen tribünde inanılmaz sıkışıklıkta oturduk ama tüm izleyiciler halinden memnundu.

Ben protokolün sağında kalan 'maraton tribünü'ne yerleştim. Çevremde Samsunlu ve tokatlı güreşseverler ağırlıklıydı. Samsunlular gerçekten ata sporunu çok seviyor. Hepsi çok bilgiliydi ve sık sık turnuvalara gittikleri konuşmalarından belli oluyordu. Samsunlu sporcuların her galibiyetinde büyük sevinç yaşandı. En bilgili olmanın yanı sıra hakemler üzerinde en çok baskı kurabilen tribün bizimkiydi. İstediğimiz güreşçileri bizim tribünün önüne getirttik. Hatta ben bunu ilk kez gördüm Kağıthane'de, baş birinci tur güreşlerinde başpehlivanlar bizim tarafa bakarak kol bağladılar -ki bilen bilir adettir, protokole karşı kol bağlanır-

Güreş kalitesi açısından son yıllarda gördüğüm en iyi turnuvalardandı. Maçların birçoğu güzel hareketlere sahne oldu. Uzatmalara giden fazla güreş yoktu. Zaten minik boyların çoğu jet hızıyla bitti ama abileri de fazla uzatmadı.

Baş güreşlerinde ayrıntılara sonra değineceğim, ama Gökhan Arıcı'nın başpehlivanlığı bileğinin hakkıyla kazandığını söylemeliyim. Karamürselli pehlivan gerçekten bu sene çok formda. Benim favorim. Cazgırın askerlik yaptığını söylediği (doğru bilgi) ve Kağıthane için özel izin aldığını ifade ettiği (Buna pek inanmadım açıkçası. Kırkpınar'a hazırlanan adam koca hazırlık devresini bir tek Kağıthane'yle geçiremez) Recep Çakır ikinci olurken, Cino Mehmet ve Ekrem Yavuz üçüncülüğü paylaştı.

Gelelim birkaç ayrıntıya:

* Cazgırlardan Şükrü Kayabaş, Silivrili adını hep unuttuğum 66'lık cazgır vardı. Her zamanki gibi yine döktürdüler. Başcazgır Şükrü Kayabaş Kağıthane Belediye Başkanını öve öve bitiremedi. Aslına bakarsanız yağlı güreş sırf nam-şöhret işi zaten. Öyle ki protokolde ağanın ve belediye başkanının tüm konukları teker teker anons edildi. Nurtepe mahalle muhtarından tutun Kastamonu Saadet Partisi il başkanına kadar... Bir de plaket töreni yapıldı, artık alakalı-alakasız herkese plaket verildi. tören sanıyorum 1 saat falan sürdü.

*Ağalık açık artırmasına 15 kişi falan katıldı ancak bunların çoğu görüntü olsun diye. Normalde 1-2 aday vardı ancak diğer güreşlerin konuk ağaları da (Mustafa Saruhan mesela) açık artırma sandalyelerine oturup 1'er milyar falan artırdılar. Cazgır artık sonda 'yahu boş sandalye kaldı, biri bunu doldursun' diyince koptuk zaten. 40 bin ytl'den başlayan ağalık, 110 bin ytl'ye eski ağaya kaldı.

* Her zamanki gibi yağlı güreşler amatör ve profesyonel fotoğrafçıların akınına uğradı. Fotoğraf çeken gazeteci ya 1 ya da 2 taneydi ancak üniversite fotoğraf kulüplerine üye olduğunu düşündüğüm 10 kadar genç kız ve erkek 1-2 saat fotoğraf çekti. Güreşleri sürekli tebessümle izleyen kızlarda hiçbir iğrenme ve beğenmeme işareti göremedim bilakis hoşlarına gitti galiba. Bu arada tribünlerde erkek izleyiciler ezici çoğunluktaydı, fazla bayan seyirci göremedim bu sefer.

* Cazgırlar abartmayı çok seviyor. Özellikle baş güreşlerinde her pehlivanı allayıp pullayıp anlatıyorlar. Mesela geçen yılın başaltı ikincisi Murat Aydoğdu'yu Türkiye başpehlivanı diye tanıttı. Arkamda fazla bildiği belli olmayan bir adam 'Ama başpehlivan başkası değil miydi?' diye sorunca dönüp cazgırın abarttığını söyledim. Gerçi burada cazgırı da suçlamıyorum güreşçileri ezdirmek istemiyor ama bence bilmeyen seyircileri kandırmış oluyor. Zaten bir başarısı olmayan pehlivanların hepsini 'Türkiye başpehlivanlarından' diye takdim etti. Balıkesirli Fevzi Çakır için 'Makine Yüksek Mühendisi aynı zamanda, kariyer sahibi bir pehlivan' tanımı kopardı. Ya tamam mühendis de Ahmet Taşçı kariyersiz mi şimdi kardeşim? Bir de 40 yıllık Bekir Seçim'i 'Antalya'nın yeni yıldızlarından' diye sunmasına gayri ihtiyarı 'Oha' dedim.

* Yerel turnuvaların olmazsa olmazlarından biri de alakasız anonslar. Güreşin en heyecanlı yerinde 'Davullar sus... 34 ep 5544 plakalı aracın sahibi çok acele park yerine' diye bir anons mesela.. Alakalı-alakasız neler dinledik bu sefer de. Çocuk bulundu, anahtar bulundu falan filan
Ama genel olarak bakarsak son derece başarılı bir organizasyondu. Bahçelievler'le beraber İstanbul'da en sık gittim turnuva olan Kağıthane beni yine memnun etti.

Hiç yorum yok: