21 Temmuz 2008 Pazartesi

Boxscore: Silivri Yağlı Güreşleri

Silivri Yağlı Güreşleri’nde başpehlivanlık kategorisinde 10 pehlivan güreşti:

* Ahmet Taşçı (Karamürsel)
* Mehmet Yılmaz (Karamürsel)
* Gökhan Arıcı (Karamürsel)
* Reşat Turgut (Karamürsel)
* Sezgin Yüksel (Kocaeli)
* Şaban Yılmaz (Samsun)
* Cengiz Zengin (Edremit)
* Fevzi Çakır (Balıkesir)
* Ahmet Yavuz (Edirne)
* Nail Kurt (Çanakkale)

Pehlivan sayısı 8 veya 16 olmadığı için elemelerde bir sorun yaşandı. Beni şaşırtan eleme sisteminin nasıl olacağına pehlivanların karar vermesiydi (Yani ben öyle gördüm). 10 pehlivandan 5’i kaldı geriye. Sonra ikinci kura çekiminde 5 numarayı çeken Cengiz Zengin’den çekilmesini istediler. Zaten tüm pehlivanlar sözleşmeli olduğundan Zengin de hiç diretmeden çekildi, müsabakalar sonrası konuştum hiç de umurunda değilmiş gibi görünüyordu zaten. Açıkçası ben üzüldüm, Ahmet Taşçı’yı eleyip kurayla elendi.

BİRİNCİ TUR
GÖKHAN ARICI – MEHMET YILMAZ
Arıcı, rakibini alta aldığı ilk pozisyonda dış kazık oyunuyla galip geldi.
ŞABAN YILMAZ – NAİL KURT
En erken biten müsabakalardandı. Şaban Yılmaz, rakibini ilk yere yıktığı pozisyonda kündeyle kazandı.
AHMET TAŞÇI – CENGİZ ZENGİN
İlk turun en sıkıcı güreşiydi. İki pehlivan sürekli ayakta birbirlerini itmekten başka bir şey yapmadı, uzatmalarda da sonuç değişmedi. Uzatma ve kuraların bahtsız pehlivanı Ahmet Taşçı kurayla veda etti. Açıkçası Taşçı’yı böyle görünce üzüldüm. Artık bırakma zamanı gelmiş gibi göründü bize. Bu arada yukarıda bahsettik, bu karşılaşmanın galibi Cengiz Zengin, yarı finalden çekildi.
AHMET YAVUZ – REŞAT TURGUT
Güreşin genelinde agresif olan ve daha çok oyun deneyen Reşat Turgut’tu. Karamürselli pehlivanın üstte olduğu süre daha fazlaydı ama üstteyken kendi oyunuyla rakibine mağlup oldu.
SEZGİN YÜKSEL – FEVZİ ÇAKIR
Yüksel, karşılaşmanın genelinde çok üstünde, rakibine fazla şans tanımadı, özellikle cüssesini iyi kullandı. Dış kazık-paça oyunuyla galip geldi.

YARI FİNAL

ŞABAN YILMAZ – GÖKHAN ARICI
Sürekli aynı şey oldu. Yılmaz, Arıcı’yı saha kenarına doğru itti, Arıcı rakibine ha bire boyunduruk vurmaya çalıştı. Hakem güreşi ortaya aldı, Şaban Yılmaz karizmatik bir şekilde salına salına ortaya geldi. Tekrar el ense, tekrar Yılmaz daldı, Arıcı yine savunmaya çekildi. Gökhan Arıcı güreşmeye niyetli olmayınca 3 ihtar aldı, Şaban Yılmaz kazandı. Bu arada bir pozisyonda Arıcı’nın kuraldışı boyunduruk hareketine çok kızan Şaban Yılmaz, “gel bak nasıl oluyormuş” diye aynı hareketi hakeme de yaptı!
SEZGİN YÜKSEL – AHMET YAVUZ
Müsabakanın genelinde Sezgin Yüksel çok üstündü ancak Ahmet Yavuz ne kadar iyi bir savunma güreşçisi olduğunu gösterdi. Yine rakibinin atak yaptığı bir anda paça-kasnakla Sezgin Yüksel’i üzerinden aşırdı ve tuş!

FİNAL
ŞABAN YILMAZ – AHMET YAVUZ
Diğer karşılaşmaların aksine Ahmet Yavuz bu sefer daha agresif başladı ve rakibini alta almayı da başardı. Ancak kondisyon açısından rakibine olan üstünlüğü belli olan Şaban Yılmaz, üstünlüğü ele aldı ve rakibini tuş etmeyi başardı.

Silivri Yağlı Güreşleri'nin ardından...


YAZI VE FOTOĞRAFLAR: EFKAN BUCAK
* Bu hafta sonu iyi denk getirip İstanbul-Silivri’deki yağlı güreşlere güreşlere gitme şansı yakaladım. Mimar Sinan Köprüsü’nün yanındaki çayırlık alanda yapılan organizasyon öyle büyük ölçekli değildi. İki portatif tribün vardı, geri kalan taraflar boş araziyle çevriliydi. Ben elimi kolumu sallaya sallaya girdim, gerçi basın kartı vardı elimde ama gerek kalmadı.
* Minik boylarda eşleştirme sorunu yaşandı. ‘Bu çocuk bu boyda güreşir mi?’ sorusu gırlaydı. Hatta minik 2’ye alınan ancak minik 1’de güreşmeleri gerektiğini düşünen 2 çocuk ağladı. Bir tanesinin annesi girdi er meydanına, çocuğu teselli etti.

* Bu arada minik 1-2-3 ve tozkoparanda minik pehlivanların boyları, vücutlarına marker kalemle yazıldı, bu da ilginç bir görüntü oluşturdu!
* Cazgırlardaki mikrofon sevdasını anlamak mümkün değil. Öylesine alışmışlar ki mikrofonla konuşmaya, en olmayacak şeyleri bile mikrofonla söylüyorlar. Misal, “Şükrü, arabayı bulamadım yahu!”…!!!
* Yağlanmada da bir kriter yoktu. Bazı pehlivanlar bolca yağlanırken (ki doğrusu budur), bazıları sadece kollarına biraz sürüp çıkıyorlardı.

* Yağlı güreşteki sponsorluk olayı da süper: Anında sponsor. Cazgıra bir firma ismi veriyorlar, mesela o da pehlivanla anıyor. Silivri’deki güreşlerde örneğin bir baktım ki Edremitli Cengiz Zengin, Silivri’deki bir yapı firmasının pehlivanı oluvermiş!!
* Katılım çok fazla değildi dediğim gibi. Saat 15.00 gibi başladı, 20.00’ye doğru bitti. Başaltında 8, Başta 10 pehlivan vardı. Başaltında Levent Erdoğan Kulübü’nün büyük üstünlüğü vardı. Bu boyun iki yeni ismi Güngör Ekin ve Kaan Kaya final yaptılar, bu yılın büyük orta şampiyonu Ekin, üçüncüsü Kaya’yı yendi. Bu iki pehlivana dikkat, ilerde başa çıkacak gibi duruyorlar. Kaan Kaya’nın Salim Donat ve Basri Diken gibi iki tecrübeli ismi yenmesi dikkat çekiciydi.

* Büyük ortada Soner Toto’yu da (aşağıda) beğendim ben. Cüsseli ve çok da teknik. Zaten Trakya bölgesindeki çoğu güreşlerde derecesi varmış. İsmet Karabulut’u finalde üstün bir güreş sonrası yendi. Uzatmalara giden bu güreşte yalnız sonlarda epey bir gerginlik çıktı ne olduğunu anlayamadık.
* Sağlık sorunu burada da vardı. Çağrılan sağlıkçı 10 dakika sonra geliyordu. Ben anlamıyorum bunlar babalarının hayrına mı geliyorlar, ücretlerini ödemiyorlar mı? Bir surat, bir tavra. Bir de mümkünse kadın sağlık görevlisi gelmesin, iğrenir gibi bir halleri var. Bu konuya başka bir yazıda değineceğim.

* Başta 10 isim var demiştim. Birkaçıyla konuşma fırsatı yakaladım. Şaban Yılmaz birinci oldu. Çok efendi, iyi niyetli bir insan. Aynı şekilde Fevzi Çakır da öyle. Konuşmasını da iyi biliyor. Sezgin Yüksel en konuşkanı, grubun neşe kaynağı gibiydi, sürekli espiri yapıyor. Cengiz Zengin de aynı şekilde çok efendi, sempatik bir insandı.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Halil Delice'den enfes bir yazı


Türkiye Gazetesi'nin güreş yazarı, Kırkpınar ustası Halil Delice, Kırkpınar sonrası 'güçlüyken adil olmak' başlığıyla son derece güzel bir yazı kaleme almış. Delice hem yazısında peşrevin anlamından bahsederken, artık günümüzde ermeydanlarında sık sık görülen aşırı galibiyet sevinçlerinden bahsediyor...


3 Temmuz Perşembe günü Trakya Üniversitesi tarafından düzenlenen sempozyumda, “Türkün Dünya Görüşünün Aynası Peşrev” konulu tebliği sunduk. Bu tebliğde çok şeyler anlattık, hem de bu güne kadar söylenmemiş şeyleri. İnşallah bunları haber haline getireceğiz. Kırkpınar’da yeni uygulamaya konulan “kura ile galibi belirleme” kuralını bundan sonraki yazımızda inceleyeceğiz.


Bugün, peşrevde çok güzel dile getirilen günümüz insanlığının en büyük derdi “Güçlüyken adil olmak” konusuna temas etmek istiyoruz.En zor şey güçlüyken adil olmak, var iken dağıtabilmektir. Ecdat bunu çok iyi bildiğinden, bir vatan ediniş destanı olan Kırkpınar yağlı güreşlerinin en önemli öğesi olan peşrevde bu gerçeği dile getirmiş. Pehlivanlar cazgırın duasını bitirip, “Hep birlikte şu aslanlara diyelim maşallah” demesiyle, kartalın kanat çırpmasını, kurdun hedefe atılmasını, okun yeni ufuklara uçmasını, kır atın şahlanmasını andırır şekilde, peşreve, çırpınmağa başlarlar.


Bu esnada gözleri sağ baştaki pehlivandadır. Ondan işaret gelince üç adım geri, daha sonra üç adım ileri yürürler ve sağ dizi üzerine çökerler. Üç adım geri gitmek, Hak, adalet, aşk karşısında boynumuz kıldan ince; üç adım ileri gitmek de, hedefimiz, amacımız, şehitlik, hakkın rızası, insanların duası manasındadır.Daha sonra da sağ elini toprağa dokundurduktan sonra üç defa, dizine, dudaklarına ve başına götürürler. Bu, “Ey pehlivan, gücün ve ustalığınla mağrur olma... Topraktan geldin, yine toprak olacaksın... Sahip bulunduğun nimetlerin hesabını vereceksin... Gücün, ustalığın, malın, rütben, sende emanettir, sana ihsandır. Bunlar mesuliyet demektir... Sahip olduğun bu üstünlükleri hak yolunda kullanıp kullanmadığının hesabını vereceksin” anlamındadır.


İşte günümüz insanının en büyük açmazı budur. Gücü, kuvveti, malı, makamı, bilgiyi, hesabı verilecek emanet bilmemesidir. Eğer bütün bunlar, emanet bilinmezse, gidiş kendini dev aynasında görmeğe, zulmün en karanlığına düşmeğedir.Ecdadımız, buğday başağı gibi ol demiş. Yani gücün, malın, bilgin artıkça, boynun dikilmesin, tam tersi olgunlaşan buğday başağı gibi bükülsün, ‘sahip olduğum bu nimetlerin şükrünü nasıl yerine getiririm’ endişesiyle.


Önceki Kırkpınarlarda galip gelen pehlivanlar bırakın çılgınlar gibi yerinde oynamayı, çok büyük suç işlemiş gibi kıpkırmızı kesilip boynunu büküp, mahcup bir şekilde meydanı terk ederlermiş.Şimdiki pehlivanım diye ortaya çıkanlar bırakın peşrevin söylediklerini bilmeyi, doğru dürüst bir peşrev bile yapmaktan âcizler. Güreşçilerin hiç olmazsa peşrevi gereği gibi yapmaları konusunda titiz olmalıyız. Umulur ki şekilden manaya yol bulunur.Güçlüyken adil olmak çok zordur. Bunu sağlamak için kişinin ya gönül gözünün açılması, ya da gücü kontrol eden idare ve idareyi denetleyen yargının olması gerekir. Günümüzde bütün bunlar gücün kontrolüne girince; mazlumlar, güçsüzler zulüm altında inler olmuş.


İşte bu çok güç işi, güçlüyken adil olmayı, insanlığın son sığınağı Osmanlı gerçekleştirmiş. Ve bu gerçek, dünyadaki bütün mazlumları, milli takımımızın galibiyetine sevindirmiştir. Onlar, milli takımımızda güçlüyken adil olan ecdadımızı, topraktan gelip yine toprak olacak, sahip olduğun üstünlüklerin hesabını vereceksin diyen Kırkpınar geleneğini görmüşlerdir.Kırkpınar alperenlerini, insanlık güçlüyken adil olanları, toprak rahmeti bekliyor.

5 Temmuz 2008 Cumartesi

Çeyrek finalistler belli oldu!


3. tur sonuçları şöyle (yenen/yenilen)

recep kara / şaban yılmaz
sermest bulut / ömer aslantaş
ekrem yavuz / ali rıza kaya
yüksel kalay / sezgin yüksel
osman aynur / ahmet yavuz
salih dorum / hasan tuna

kenan şimşek ve fatih atlı doğrudan çeyrek finale yükseldi.

* kaderin bir cilvesi, turnuva öncesi kura sistemini eleştirmek için basın toplantısı düzenleyen iki pehlivan, recep kara ve şaban yılmaz'ın güreşi 35 dakikalık normal süre ve 10 dakikalık puanlama sonunda bitmedi ve kurayı recep kara kazandı. şaban yılmaz hakem kulesine itiraz edip, gözyaşı döktü. seyircilerden de yılmaz'a destek geldi.

* 3. tur güreşlerinde sadece geçen yılın finalisti hasan tuna'nın elenmesi sürpriz oldu. geçmiş yıllarda son derece vasat görünen salih dorum kariyerinde ilk kez kırkpınar'da çeyrek finalist oldu. dorum aslında başaltı birincisi olmuştu zamanında ancak bir türlü istenen atılımı yapamamıştı. bu sene şeytanın bacağını kırdı.

* ağa mehmet çadıl iyi hoş adam ama sanki bana ona ezberletilmiş şeyleri söylüyormuş gibi geliyor. bugün çıkmış altın puan sisteminin kaldırılmasının yağlı güreşe hareket getirdiği yönünde bir açıklama yapıyor. ya eyvallah, altın puan kötüydü ama kura çok mu güzel be mehmet bey? bir kişi çıksın da "kura sistemi getirdik, nedeni de şu" desin...

* ermeydanının konukları arasında ünlü mankenler fulya keskin ve yeliz oney de vardı. sarayiçi'nde bu akşamki bendeniz konserini sunmak içzin edirne'ye gelen hanım kızlarımız, fırsattan istifade yağlı güreş izlemek istemişler.

Ahmet Taşçı kura mağduru!


* efsanevi güreşçi ahmet taşçı, kura sisteminin ilk ünlü kurbanı oldu. taşçı, 2. turda rakibi ömer aslantaş’la normal sürede ve uzatmada yenişemeyince, kura çekimine gidildi. kura çekiminde taşçı elenirken, rakibi aslantaş da 3. tura yükseldi.

* 2. turda güreşlerini kazanan pehlivanlar şöyle:yüksel kalay, ahmet yavuz, ali rıza kaya, ekrem yavuz, fatih atlı, hasan tuna, kenan şimşek, osman aynur, ömer aslantaş, recep kara, salih dorum, sermest bulut, sezgin yüksel ve şaban yılmaz

* ahmet taşçı'nın elenmesi en büyük sürpriz tabi. ali rıza kaya ve fatih atlı başpehlivanlık kategorilerinde kariyerinde ilk kez üçüncü tur gördüler. yüksel kalay ve salih dorum'un da bu noktaya gelmesi şaşırtıcı. diğer isimlerin belli bir başarı geçmişleri var zaten.

55 başpehlivan çıktı meydanee


başpehlivalık güreşleri bugün başladı. ilk turda 54 pehlivan kura çekti, izmirli yüksel kalay maç yapmadı.

karşılaşmalar sonrası şu isimler tur atladı:ahmet kavakcı, ahmet yavuz, ali rıza kaya, bayram ertan, ekrem yavuz, fatih atlı, gökhan arıcı, hasan tuna, ibrahim çoraman, irfan şen, ahmet taşçı, kenan şimşek, mehmet yeşil, mehmet yılmaz, murat aydoğdu, mustafa başdemir, nail kurt, nuri zengin, osman aynur, ömer aslantaş, nizamettin akbaş, recep kara, salih dorum, sermest bulut, sezgin yüksel, şaban yılmaz ve ziya ünlü.

- ilk turda en büyük sürpriz geçen senenin yarı finalistlerinden mustafa kemal karaboğa'nın ve eski başpehlivanlardan vedat ergin'in elenmesiydi.

- sezgin yüksel-murat hikmet karşılaşmasında sezgin abinin kaşı yarıldı, küçük bir operasyon sonrası güreşe devam etti, kazandı.

- mehmet çadıl, bu yıl da ağalığa aday olacağını açıkladı.- güreş federasyonu başkanı osman aşkın bak yaptığı açıklamada, kura sistemini savundu. aslında direkt kura sistemini savunmadı, çünkü savunulacak bir şeyi yok da, 'eski altın puan sistemi kötüydü, güreşi bozuyordu' mealinde birşeyler anlattı. ithar mekanizmasının işi çalışacağını ve pasif güreşen pehlivanların diskalifiye edileceğini söyledi ancak bu yıllardır anlatılır, bir şey değişmez.

Kırkpınar'da ilk gün...


- bugün nihayet güreşler başladı. toplam 1822 pehlivan kayıt yaptırdı (geçen yıl bu rakam 1792'ydi).

- merakla beklenen başpehlivanlık güreşlerine 55 kişi kayıt yaptırdı. bu kategoride ilk 3 tur güreşleri bugün yapılacak. en çok başvuru 255 kişiyle küçük orta küçük boyda. bu boyda şampiyon olabilmek için 9 kişiyi yenmek gerekiyor yani!

- sabah başpehlivanlardan recep kara, hasan tuna, vedat ergin ve şaban yılmaz'ın basın toplantısı vardı. pehlivanlar adına konuşan recep kara, kura sistemini eleştirerek, 'kurayla, tombalayla başpehlivan olmaz. burası ermeydanı, biz kıran kırana güreş istiyoruz' dedi ve güreş federasyonunun geri adım atmaması halinde güreşleri protesto edeceklerini söyledi.bunu orada vedat ergin veya hasan tuna söylese 'helal olsun' diyeceğim de güreşlerinin çoğunu puanlamada kazanan, milleti uyutan ve geçen sene final sonrası kameralara bakıp utanmadan 'tribünlere güreşmedim' diyen recep kara söyleyince komik kaçıyor. lütfen protesto et recep'cim, hatta istersen çekilebilirsin de, destekleriz seni!

27 Haziran 2008 Cuma

Er meydanlarının aykırı pehlivanı...


o da izmitli çoğu güreşçi gibi gençken minder güreşi yaptı, hatta milli oldu, orda burda madalya kazandı, sonra yağlı güreşe geçti. kendisini ilk kez 1995 kirkpinar yagli guresleri'nde finale yükseldiğinde tanıdık. Karşısında efsanevi pehlivan Ahmet Taşçı vardı. Sezgin Yüksel'in hep böyle kendine güvenen, biraz kabadayı biraz haşarı bir tavrı vardır. nereye bağlayacağım... başpehlivanlık güreşi öncesi röportaj yapılıyor. ahmet taşçı kemiklerin gelişmesinden, tecrübeden falan birşeylerden bahsetti... sıra sezgin yüksel'e geldi. hiç tevuzu göstermedi: "ahmet abinin kemikler için söyledikleri doğru ama benim de gençliğim var, ben de gençliğimi kullanacağım..."

ahmet taşçı kazandı tabii.

neyse ama allah sezgin yüksel'e 'yürü ya kulum' dedi. çok güçlü, teknik bir pehlivandı. yerellerde bayağı turnuva kazandı. izmit fuar alanında sonra 'depo' isimli bir bar açtı, yanlış olmasın. bir gün bacağından kurşunlandığı haberini okuduk. yandaki barlardan birinin sahibiyle, barbaros isimli bir sanatçının sahneye çıkmasıyla ilgili bir mevzuları olmuş, bunu kurşunladılar. bu badireyi atlattı, güreşlere devam etti....

sonra 1999'da deprem oldu... izmit'te yaşadığından haliyle o da etkilendi. bir gün çadır kurarken kayınbiraderiyle bir tartışma yaşadı... anlattığına göre Sezgin Yüksel çadır kurarken, boş boş duran kayınbiraderine "öyle duracağına bir el at" tarzında bir şeyler söyledi... ters yanıt alınca aralarında kovalama başladı. bu kovalamada, elindeki demir çubukla (levye de olabilir) sinirle kayınbiraderini kafasından yaraladı, ölümüne neden oldu.

sonra edirne'de cezaevi yılları başladı. cezaevideyken güreşe devam etti. kırkpınar'a ilk mahkum pehlivan olarak katılarak tarihe geçti. mahkumken orada burada özel izinle güreşmeye devam etti. sonra tahliye oldu...

sezgin yüksel ilerleyen yaşına rağmen hala güreşiyor. controversial kişiliğiyle yağlı güreşin aykırı çocuğu oldu hep. cezaevine girmesine neden olan olay bir anlık kızgınlık olsa gerek...

17 ağustos depremi sonrası katıldığı bir turnuvada birincilik ödülünü depremzedelere bağışlarken gözyaşlarını tutamıyordu bu büyük pehlivan. bu büyük pehlivanı hep böyle hatırlayacağız.

Haksızlığa boyun eğmeyen başpehlivan...


2005 Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde ikinci tur kura çekimi öncesi pehlivanları seribaşı sistemine göre a ve b diye iki torbaya ayırmışlardı. 2004'te çeyrek finalist olan İrfan Şen, 2005'te b torbasına alınmasına müthiş sinirlenmişti. Sezgin Yüksel, Ramazan Yarar ve Mehmet Yılmaz da ona katılmış, a torbasındaki Ahmet Taşçı da onlara destek vermişti. sonra belediye başkanı falan filan araya girmiş, diğer pehlivanları ikna etmiş ancak İrfan Şen sözünden dönmemiş, turnuvadan çekilmişti...

2002 yılında Alibeyköy'deki kara ahmet yağlı güreşleri'nin çeyrek finalinde Hasan Tuna'yla yaptığı maçta da böyle bir çıkışı vardı. müsabaka sırasında ayağına kramp girmiş, bunu da hakeme söylemişti. ancak ne hakem oralı olmuş ne de üstündeki Hasan Tuna müsabakayı bırakmıştı (hasan tuna orda gözümde düşmüştü zaten). neyse bu bi şekilde kurtuldu ve hışımla hakemin üstüne yürüdü "ayağıma kramp girdi diyorum duymuyor musun?" diye... hakem haksız bir şey diyemedi tabi.. sonra da kızıp saha dışına doğru gitmeye başladı. neyse ama o zaman ikna etmişlerdi de geri dönmüştü.

Yeniden merhaba


Çok uzun bir zaman oldu...

Güzel bir proje olarak başladı bu site. Amacımız yağlı güreşle ilgili fikir ve görüşlerimizi yazmak, zaman zaman haberler vermekti. Ancak malum kış aylarından fazla bir hareket yok. Zaten pek feed-back de alamadık. Diğer sitemizde işler yoğun olduğundan Hayda Bre'ye fazla vakit ayıramadık.
Ama hazır yağlı güreş sezonu başlamış, Kırkpınar'a az bir zaman kalmışken blog'u biraz daha canlandırayım dedim. İlk etapta haber akışı olması için geçen zamanda başka yerlerde yazdığım yazıları koyacağım.

Sitenin keyfini çıkarın!