5 Haziran 2009 Cuma

Yağlı güreşe kimse gelmiyor mu?


Ağamız son demecinde sanki biraz çelişkiye düşmüş:

''ahbap çavuş ilişkileriyle, ceple ve mideyle güreş yönetilmez, yönetilmemeli. şunu da çok açık bir şekilde ifade etmek istiyorum. 2001 yılından itibaren güreşte rant dönemi başladı. disiplinin işlemediği yerde spor olmaz. yağlı güreş rant kapısı değil, hizmet kapısı. deve güreşlerine 40 bin seyirci gidiyor, bizim güreşlerimize kimse gelmiyor. neden acaba?''

yağlı güreşlerin tamamen dolu tribünlere yapıldığını seyfettin selim de biliyor ancak nedense her yeni gelen ağada böyle bir refleks var. "benden önce yağlı güreş bitikti, mahvolmuştu ama ben çıkış yapacağım" mesajı vermeye çalışıyorlar. oysa yok öyle bir şey. deve güreşi, boğa güreşi falan yağlı güreşe cidden rakip falan olamaz.

bunun dışında ahbap-çavuş ilişkileri için söyledikleri gayet doğru ama.

Kırkpınar Sempozyumu...


beşincisi 15-16 mayıs 2009 tarihlerinde merkez kütüphane konferans salonu’nda gerçekleştirilen kırkpanar sempozyumu'na ben de gideyim dedim ve kırklareli'nden atlayıp gittim.
adından da anlaşılacağı üzere değerli akademisyenlerimizin iyi niyetli bir çalışması. yeterli bir katılım olmadığı için ortaya çıkan sonuç da sıfıra yakın.

bir alıntı yapayım;

trakya üniversitesi rektörü prof. dr. enver duran da yunanistan'ın yağlı güreşlere sahip çıkmaya çalıştığını öne sürerek, ''bundan 5 yıl önce yunanistan'da güreş izlemeye gittiğimizde yunanlılar'ın kırkpınar'a sahip çıkmaya çalıştıklarını sezdik. o günden bu yana öz kültürümüze sahip çıkmak için yoğun gayretlerimizi sergiliyoruz. kültür bizim ama bunu masada kaybetmemek için uğraş veriyoruz'' diye konuştu.

sezdik de ne demek sayın duran? tamam ben de yunanlıların bazı hamlelerini yanlış buluyorum ancak adamların en azından yağlı güreş konusunda öyle bir atılımları yok, alt yapıları ve kapasiteleri de yok. dünyanın hiç bir ülkesi de yağlı güreş üzerinde hak iddia edemez çünkü türkiye bu işte 1 numara. yunanistan'da yağlı güreş zaten kuzeyde türklerin yoğunlukta olduğu bölgede türklerce yapılıyor. burada sayın rektör biraz tribünlere oynamış gibi.

bunun gibi birçok konuşma yapılmış. bir şeyler yapılmaya çalışılıyor gibi ancak ne bileyim, bir yararı yok gibi.

Yazan: Selin Biryol

Tarihi Kırkpınar Sumo Güreşleri!


kendimi bildim bileli "kırkpınar yağlı güreşleri'ni tüm dünyaya tanıtacağız" sözlerini tekrarlayan türk güreşinin değerli patronlarının son bombası.

mesela her sene avrupa ve dünyanın önde gelen televizyon kanallarıyla da konuşulur ve avrupa'da yayınlatılır hesapta ama türkiye'de bile yayın hakları zor satılır.

bu sene de türkiye (minder) güreş(i) federasyonu, sumocuları kırkpınar'a davet ederek, yağlı güreşçilerle sumocuları güreştirmeyi ve ata sporumuzu dünyaya daha iyi tanıtmayı planlamaktaymış.

güreş federasyonu yağlı güreş yürütme kurulu başkanı sayın mehmet ayhan, bugün şöyle buyurdu: "sumo güreşçileri, organizasyon çerçevesinde bizim pehlivanlarımızla gösteri güreşi yapacak. sumocuların başpehlivanlık güreşlerinde yer alması mümkün değil. bu gösteri maçının çok ilgi göreceğini düşünüyoruz. bundan 6-7 yıl önce de ahmet taşçı, japonya’ya davet edilmiş ve gösteri amaçlı sumo güreşi yapmıştı."

şimdi öncelikle ahmet taşçı japonya'da gösteri yapmamıştı, dünya sumo güreşi şampiyonası'na katılmış ve çatır çatır güreşerek üçüncü olmuştu, bu bir cebe koyalım.

bu nasıl bir mantıktır, bu nasıl bir acizliktir anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. koskoca yağlı güreş kendini dünyaya tanıtmak için 3-5 sumocuya muhtaçsa gerçekten kırkpınar'a harcanan paraya, verilen emeğe yazık.

tanıtım böyle günü birlik, ucuz organizasyonlarla olmaz. zaman ve para harcamak, büyük organizasyonlar yapmak gerek. mesela abi basacaksın parayı, ünlü bir hollywood filminde 1-2 dakika yağlı güreş olacak, tüm dünya izleyecek, merak edecek. bu işler böyle.

sen türkiye'ye sumocu getirsen bizden başka kim görecek allah'ını seversen? new york'ta, londra'da gösteri güreşleri yapıyorsun, taş çatlasa 1000 kişi ya izliyor ya izlemiyor. gerçi new york'ta türk haftasında yağlı güreşlerde şöyle güzel bir şey yapıldı. nbc new york'ta hava durumunu sunan kadın gün boyunca yağlı güreşlerin ordan canlı yayın yaptı, cümle alem izledi. eminim bu fikir ve çalışma oradaki türk derneğinden çıktı. buradakiler böyle bir şeye kalkışmaz.
yağlı güreş içe kapansın, muhafazakar dursun demiyoruz ama abi sumo güreşiyle olmaz bu. sen yağlı güreşi tanıtıcam diye sumoya prim tanıyorsun aynı zamanda.

yanlıştan dönülmeli.

Yazan: Efkan

Aman ne üzüldük: Mindercilere yağlı güreş yasak


türkiye güreş federasyonu'nun 28 mayıs 2009 tarihindeki teknik kurulanda aldığı yeni kararı...

buna göre güreş federasyonu, serbest ve grekoromen güreş milli takımlarında mücadele eden sporcuların yağlı güreş organizasyonlarına katılmasını yasakladı. uygulama, 2009 kırkpınar yağlı güreşleri'nden sonra başlayacak. şimdi bu uygulama ne getirir, ne götürür.

öncelikle federasyonun bunu, eski milli güreşçi ismet atlı'nın geçenlerde yaptığı "başarısızlığın nedeni mindercilerin yağlıda güreşmesi, bu nedenle çocukların stili bozuluyor başarısız oluyoruz" açıklamalarının gazıyla yaptığından kuşkulanıyorum.

şimdi; ismet atlı değerli bir büyüğümüz ama biz de çok şükür anlıyoruz güreşten. mindercilerin çayırda stilinin bozulduğu falan yok; bilakis minderciler kendi stillerine yağlı güreşe empoze ettiler. puana dayalı, o yağlı güreşin kendine has güzel oyunlarının olmadığı rezil güreşler izlemeye başladık.bu nedenle, her ne kadar güreş federasyonu (ki aslında minder güreşi federasyonu kendileri) kendi mindercilerini korumaya çalışıyorsa aslında yağlı güreşe büyük hizmet yapmıştır. milli güreşçiler temizlenirse çayırdan, daha düzgün müsabakalar izleme şansımız artar. yağlı güreşteki bozulmanın da önüne geçebilir.

tabii şimdi şu noktada karşımıza çıkan şu: güreşçiler çayırı mı minderi mi tercih edecek? sağır sultan biliyor ki yağlı güreş minder güreşinden daha büyük gelir sağlıyor. kırkpınar başpehlivanı olan recep kara'nın "çayır olmasa aç kalırdık" (burda çayır yağlı güreş demek, hemen hınzırca şakalar aklınıza getirmeyin) sözleri de bunun en büyük kanıtı.son iki yılın başpehlivanı recep kara aynı zamanda minder güreşi milli takımında. şimdi bu arkadaş ne yapacak? neyi seçecek?

yukarıda dedik ya, uygulamaya 2009 kırkpınar'dan sonra geçilecek diye, bunun nedenlerinden biri bence recep kara'nın durumu. kara bu yıl da başpehlivan olursa üst üste üç kez bu unvanı elde edip altın kemerin ebedi sahibi olacak. eğer bunu başarırsa minder güreşi milli takımına geçecek, orada biraz sürtüp kariyeri bittikten sonra çayıra dönecek.

yalnız ben şunu söyleyeyim güreş federasyonu'na böyle yaparak siz milli takıma iyi sporcu falan kazandıramazsınız. bu ülke tarihi; aç ölen şampiyonlarla kendine üç katlı ev yaptıran, dükkanı arabası olan vasat başpehlivanlarla dolu olduğundan gençlerin tercihi açık olacaktır.

ek bilgi (minderden yağlı güreşe geçiş yapanlar)kariyeri bittikten sonra yağlı güreşe geçenler:









* kırkpınar başpehlivanlığı kazananlar

şu anda hem minder hem de yağlı yapan pehlivanlar:




2 Haziran 2009 Salı

Mollabey'de başpehlivan Hüdai Demir

Alaplı’da, Mollabey Köyü Kalkındırma Derneği tarafından düzenlenen, ”1. Mollabey Bahar Şenliği” yapıldı.

Alaplı’da bulunan Mollabey Köyü Kalkındırma Derneği’nce düzenlenen, “1. Mollabey Bahar Şenliği” kapsamında yapılan güreşlerde, Başpehlivanlığı Yığılcalı Hüdai Demir kazanırken, Güreş Ağalığını 2 bin 500 TL ile Kemal Günay kazandı.

Çevre köylüler ve sporseverler gün boyunca birbirinden iddialı güreşleri izlerken pehlivanları da uzun süre alkışladılar. Güreş Ağalığı'nı Kemal Günay'ın kazandığı şenliklerde, Yığılcalı Hüdai Demir, Alaplılı Hüseyin Oğuz'u yenerek başpehlivan oldu.

Şenliklerde ilk etkinlik köy gençleri arasında halat çekme yarışmasıyla başladı. Yedigelli Köyü gençleri rakiplerini yenerek birinci oldu. Güreşleri Belediye Başkanı Dr. Nevzat Çimenoğlu, İlçe Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Hasan Şahin, AK Parti İlçe Başkanı Faruk Çaturoğlu, DP İlçe Başkanı Mehmet Yaman, il genel meclisi ve belediye meclis üyeleri, Mollabeyli sanayici ve işadamları, Beşler Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Öztürk ve vatandaşlar izledi. Güreşlerde sembolde Burak Yaman, Enes Yalçın, Mehmet Ali Karakaya, miniklerde Emre Uludağ, Ebes Yaman ve Aşkın İnan, teşvik de Abdülsamet Arabacıoğlu, Murat Taşdelen, Mücahit Karaca, destede Tayfun Aslan, Emre Karakaya, Savaş Karaca ilk üçe girerken güreş ağalığı seçimlerine, Günaylar Şirketler'den Kemal Günay ile Beşler Şirketler grubundan da Güngör Öztürk katıldı. Güreş ağalığı 2 bin 500 TL ile Kemal Günay’da kalırken, Güreş Kulübü güreşçilerine de bir koç hediye edildi. Güreş ağalığına katılanlar davul zurna eşliğinde meydanı turlayarak seyircileri alkışlar arasında selamladılar.

Güreşlerde Küçük ortada Ertan Demireye, İbrahim Karaduman, Kadir Çelik, büyük ortada Sercan Ünlü, Cengiz Yaman, Mehmet Durmuş, başaltında Zafer Ünlü, Erdal Can ve Erhan Can rakiplerini yenerek ilk üç sırayı aldılar.

Başpehlivanlık güreşinde Barış Aslancan rakibi Hüdai Demir karşısında, kolundan sakatlanınca güreşi bıraktı. Demir, finalde Alaplılı Hüseyin Oğuz ile karşılaştı. Oğuz'u sarma künde ile yenerek başpehlivan olan Hüdai Demir omuzlara alındı.