29 Aralık 2007 Cumartesi

Geçmiş zaman olur ki...

Yağlı güreşin en büyük organizasyonu olan Tarihi Kırkpınar, Türk toplumunun hayatının bir parçası. Güreşler, kartpostallara ve piyango biletlerine bile konu olmuştur. Dilerseniz küçük bir nostalji yapalım.

70'li yıllarda Hayat Spor, Türk sporunun nabzını tutan çok önemli bir dergiydi. Her yıl Kırkpınar'a özel yer verirdi. İşte 1970 senesi... Bir bayan muhabiri güreşleri izlemek için göndermişler, 'Kadın Gözüyle Kırkpınar' köşesi yapmışlar... Başlık son derece manidar, o sene finalde Karamürselli Aydın Demir ve İzmirli Kara Ali Çelik yenişememiş, başpehlivan belli olmamıştı. En sağ altta boş kürsü görünüyor...


Milli Piyango İdaresi'nin Kırkpınar Güreşleri anısına bastırdığı biletlerden biri....
Bir milli piyango bileti daha...

Hayat spordan bir kara daha. Bu da bir poster. Pehlivanlar tam eski tarz, kafalar tamamen traşlanmış. Eskiden pehlivan adam, daha güçlü olmak ve saçları gücünü almasın diye kazıtırmış. Ancak zaman değişti, pehlivanlar görünümlerine de önem veriyor, artık traşlı pehlivan pek kalmadı.


Hürriyet Gazetesi'nin sayfası.. O yıl Samsunlu İbrahim Karabacak başpehlivan olmuş...



Edirne ve Kırkpınar konulu kartpostal... Sağ alttaki iki başpehlivan, Ali Çelik ve Aydın Demir.


Kırkpınar üzerine bir kitap...



Yine Kırkpınar üzerine bir başka kitap. Kapak resmi son derece güzel.


Yukarıda resmi olan eserleri www.gittigidiyor.com da bulmanız mümkün.



16 Aralık 2007 Pazar

Ah şu pehlivanların çilesi!


Yağlı güreşi merak eden arkadaşlar soruyor hep, "O Yağlar nasıl çıkıyor?" diye... Aslında yağların çıkması sorun değil de önemli olan o yağların ne koşullarda çıkarılması.
Eskiden, küçük bir yağlı güreşseverken pehlivanların maçların ardından normal duşlara gidip sıcak suyla yıkandığını sanırdım. Ancak sonra turnuvalara gitmeye başlayınca gördüm ki olay hiç de öyle değil.
Ata sporumuzu yaşatmaya çalışan pehlivanlar için giyinmek de bir dert, yıkanmak da. Çoğu turnuvada 1-2 branda geriyorlar bir yere, al sana soyunma yeri... Bir de tanker veya itfaiye aracı geliyor, al sana yıkanma yeri!
Amatör sporda elbette biraz cefa çekilecektir ancak bu cefa değil resmen ceza! Pehlivanların bu durumunu gören küçük çocuklar, ileride yağlı güreş yapmayı ister mi? Bu görüntüler ata sporumuz için de kötü reklam değil mi? Pehlivanlar zaten güreşirken büyük çaba sarfediyor, niye bir de onları böyle sorunlarla karşı karşıya bırakıyoruz?