o da izmitli çoğu güreşçi gibi gençken minder güreşi yaptı, hatta milli oldu, orda burda madalya kazandı, sonra yağlı güreşe geçti. kendisini ilk kez 1995 kirkpinar yagli guresleri'nde finale yükseldiğinde tanıdık. Karşısında efsanevi pehlivan Ahmet Taşçı vardı. Sezgin Yüksel'in hep böyle kendine güvenen, biraz kabadayı biraz haşarı bir tavrı vardır. nereye bağlayacağım... başpehlivanlık güreşi öncesi röportaj yapılıyor. ahmet taşçı kemiklerin gelişmesinden, tecrübeden falan birşeylerden bahsetti... sıra sezgin yüksel'e geldi. hiç tevuzu göstermedi: "ahmet abinin kemikler için söyledikleri doğru ama benim de gençliğim var, ben de gençliğimi kullanacağım..."
ahmet taşçı kazandı tabii.
neyse ama allah sezgin yüksel'e 'yürü ya kulum' dedi. çok güçlü, teknik bir pehlivandı. yerellerde bayağı turnuva kazandı. izmit fuar alanında sonra 'depo' isimli bir bar açtı, yanlış olmasın. bir gün bacağından kurşunlandığı haberini okuduk. yandaki barlardan birinin sahibiyle, barbaros isimli bir sanatçının sahneye çıkmasıyla ilgili bir mevzuları olmuş, bunu kurşunladılar. bu badireyi atlattı, güreşlere devam etti....
sonra 1999'da deprem oldu... izmit'te yaşadığından haliyle o da etkilendi. bir gün çadır kurarken kayınbiraderiyle bir tartışma yaşadı... anlattığına göre Sezgin Yüksel çadır kurarken, boş boş duran kayınbiraderine "öyle duracağına bir el at" tarzında bir şeyler söyledi... ters yanıt alınca aralarında kovalama başladı. bu kovalamada, elindeki demir çubukla (levye de olabilir) sinirle kayınbiraderini kafasından yaraladı, ölümüne neden oldu.
sonra edirne'de cezaevi yılları başladı. cezaevideyken güreşe devam etti. kırkpınar'a ilk mahkum pehlivan olarak katılarak tarihe geçti. mahkumken orada burada özel izinle güreşmeye devam etti. sonra tahliye oldu...
sezgin yüksel ilerleyen yaşına rağmen hala güreşiyor. controversial kişiliğiyle yağlı güreşin aykırı çocuğu oldu hep. cezaevine girmesine neden olan olay bir anlık kızgınlık olsa gerek...
17 ağustos depremi sonrası katıldığı bir turnuvada birincilik ödülünü depremzedelere bağışlarken gözyaşlarını tutamıyordu bu büyük pehlivan. bu büyük pehlivanı hep böyle hatırlayacağız.
ahmet taşçı kazandı tabii.
neyse ama allah sezgin yüksel'e 'yürü ya kulum' dedi. çok güçlü, teknik bir pehlivandı. yerellerde bayağı turnuva kazandı. izmit fuar alanında sonra 'depo' isimli bir bar açtı, yanlış olmasın. bir gün bacağından kurşunlandığı haberini okuduk. yandaki barlardan birinin sahibiyle, barbaros isimli bir sanatçının sahneye çıkmasıyla ilgili bir mevzuları olmuş, bunu kurşunladılar. bu badireyi atlattı, güreşlere devam etti....
sonra 1999'da deprem oldu... izmit'te yaşadığından haliyle o da etkilendi. bir gün çadır kurarken kayınbiraderiyle bir tartışma yaşadı... anlattığına göre Sezgin Yüksel çadır kurarken, boş boş duran kayınbiraderine "öyle duracağına bir el at" tarzında bir şeyler söyledi... ters yanıt alınca aralarında kovalama başladı. bu kovalamada, elindeki demir çubukla (levye de olabilir) sinirle kayınbiraderini kafasından yaraladı, ölümüne neden oldu.
sonra edirne'de cezaevi yılları başladı. cezaevideyken güreşe devam etti. kırkpınar'a ilk mahkum pehlivan olarak katılarak tarihe geçti. mahkumken orada burada özel izinle güreşmeye devam etti. sonra tahliye oldu...
sezgin yüksel ilerleyen yaşına rağmen hala güreşiyor. controversial kişiliğiyle yağlı güreşin aykırı çocuğu oldu hep. cezaevine girmesine neden olan olay bir anlık kızgınlık olsa gerek...
17 ağustos depremi sonrası katıldığı bir turnuvada birincilik ödülünü depremzedelere bağışlarken gözyaşlarını tutamıyordu bu büyük pehlivan. bu büyük pehlivanı hep böyle hatırlayacağız.